Türkiyeli aydınların, Türkiyeli akademisyenlerin 1915 Tehcir’ i –zorunlu göç- için Ermenilerden özür dileme kampanyası yılbaşında başlayacakmış! Bilindiği gibi Ermenistan dışında dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Ermeni topluluğu Diyaspora olarak adlandırılmaktadır. ABD ve AB başta olmak üzere arkasındaki güçlü müttefiklerin desteğiyle uluslararası arenadaki konumunu sağlamlaştıran Diyaspora’nın Türkiye’ yi içerden sıkıştıracak etkili yandaşlar bulmakta da zorlanmadığı anlaşılıyor.
ABD ve AB’ nin güçlü telkinleriyle maç bahanesiyle Erivan seferine çıkarılan Gül’ ün ziyaretiyle Türkiye, ilişkilerin normalleşmesi için öne sürdüğü; Ermeni tarafının öncelikle sözde soykırım ve Batı Ermenistan söylemlerinden vazgeçerek mevcut sınırı tanıması, Azerbaycan toprakları ve Karabağ’daki işgaline son vermesi koşullarından vazgeçme noktasına getirilmiş durumdadır.
ABD ve AB nin, Diyaspora’yı arkalayıp Türkiye’ yi hırpalama stratejisinin içerdeki ayakları da fırsatı ganimet bilip durumdan vazife çıkararak yeni kampanyanın işaretini vermekte gecikmediler! Diyaspora söylemlerinin Türkiye’ ye dış baskı olmaktan çıkarılıp içselleştirilmesi, Türkiyeli sermayenin, Türkiyeli aydınların ve kimi vakıf üniversitelerinin müstacel- öncelikli- işleri arasına girmesi süreci hemen hemen tamamlanmak üzeredir.
Türkiye’ deki kimi üniversitelerde yapılan bilim ve insaf dışı, bilimsel sorumluluk (!) iddialı bazı konferanslarla, sermaye medyasının Diyaspora tribününden bol alkış alan kampanyalarıyla ortamın olgunlaştığını, toplumdaki sosyo psikolojik meteorolojik verilerin yeni açılımlar için uygun hale getirildiğini görenlerin vakit geçirmeden bir üst aşamaya geçtiği görülüyor.
Erivan’ daki maçın rövanşı için yeni yılda Türkiye’ye gelecek olan Ararat ( Ağrı Dağı ) sembollü forma giyen Ermenistan milli takımına tribün desteğinin yanında, hazır ahaliyi bulmuşken Türk seyircilerin arasına dalıp imza toplayıverip bir maçta iki kuş vurup, iyi iş çıkarabilir bizim aydıncıklarımız!
Şaka bir yana tarih bilincinden yoksun ve bilim özürlü Türkiyeli aydınlarca düzenlenen özür kampanyası, Erivan Hrazdan stadyumunda başlayan Gül-Sarkisyan, Babacan-Nalbatyan muhabbetinin daha ileri aşamaları için siyasal iktidarı ve hariciyemizi cesaretlendirecek bir girişim olarak gündeme getirilmiştir.
Özür kampanyası ve benzer girişimlerle bizim sivil münevverler biryandan Diyaspora’nın içerdeki koçbaşı olma misyonunu eksiksiz ifa ederken, diğer yandan da siyasal iktidarın ileride gündeme getireceği resmi özür için elini güçlendirmektedirler.
Özürlülerin özür kampanyasını seyredelim bakalım ardından neler çıkacak?
Hüseyin Özbek
Avukat, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
27 Aralık 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder