29 Aralık 2008 Pazartesi

Bor Pazarında Yeni Ufuklar

Bor Pazarında Yeni Ufuklar


-Galip Türkmen-


Giriş

1935 yılında, o günlerin oldukça güç şartları altında, ancak 21. yüzyılın yapılanma modeline uygun olarak kurulan ve madenciliğimize önemli katkıları bulunan Etibank; 2000’li yıllara geldiğimizde tek faaliyeti bor madeni olan, madencilikten daha çok kimyasal ürünler üreten, ürünlerinin % 90’ını yurtdışına pazarlayan, sermayesi kamuya ait bir işletme niteliğinde faaliyetine devam etmektedir.

1935 şartlarında Maden – Metalurji - Banka üçlü sacayağı üzerinde kurulan, nakliye, mühendislik, sigorta, enerji üniteleriyle bugünkü Japon şirket modeline uygun bir yapılanma gösteren Etibank’ın ismi önce Eti Holding, sonra da Eti Maden olarak değiştirilmiştir. 2840 sayılı kanun ile bor, uranyum ve toryum madenlerinin işletmecilik hakkı Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğündedir. Ancak, halen bu alanlarda işletmecilik yapılmamaktadır.

2000 yılındaki mevcut işletmeleri ile bugün faaliyet gösterse 1 milyar doların üzerinde ciro yapacak olan Eti Maden, yine de bor madenlerinin işletilmesinde gösterdiği performans ile Türkiye’nin 14. büyük net ihracatçı kuruluşu (kamu kuruluşları arasında birinci) konumuna ulaşmıştır. Türkiye’nin en büyük kuruluşlarının net döviz girdisi eldeleri, yani firmaların ithalat – ihracat oranları, incelendiğinde Eti Maden’in üstünlüğü tartışılmaz bir durumdadır.

2001 yılında kamuoyunda büyük tartışmalar yaratacak şekilde özelleştirme kapsamına alınan, daha sonra kamuoyu baskısı ile özelleştirme kapsamından çıkarılan Eti Maden’de, dolayısıyla bor madenlerinde, 2001 yılından sonra yaşananlar ve dünya bor piyasasında olup bitenler ışığında piyasadaki muhtemel gelişmeler bu makalenin konusunu oluşturmaktadır.

Eti Maden ve Bor Piyasası

Eti Maden 1950’li yıllardan itibaren bor madeni ile ilgilenmiştir. Ancak 1978 yılına yani devletleştirmeye kadar bu alanda bir varlık gösterememiştir. Özel sektörün yıkıcı rekabeti ve o tarihlerde dünyanın en güçlü bor madeni işletmecisi US Borax’ın Türkiye’de elde ettiği bor ruhsatlarını istismar etmesi gibi nedenlerle Etibank’ın bor alanındaki faaliyetleri çok düşük düzeyde kalmıştır.

1978’de yapılan millileştirme ile bor madenlerinin işletilmesi hakkı Etibank’a verilmiş ve Türkiye bu alanda uluslar arası oyuncu olmaya başlamıştır. Bor piyasasında US Borax son iki yıla kadar pazarın tartışmasız lideri olmuştur. Piyasada US Borax ve Eti Maden’den başka Rus, Çinli ve Güney Amerikalı firmalar faaliyet göstermektedir. Pazarda, Eti Maden’in % 38, US Borax’ın % 32 diğer firmaların % 30 payı bulunmaktadır.

1989 yılına kadar Avrupa’ya yapılan pazarlama US Borax’ın bir yan şirketinin ortaklığında ve onun binasında faaliyet gösteren Etimine firması kanalıyla devam etmiştir. ABD’ye yapılan pazarlama ise 1986 yılında kendi bor üretim faaliyetlerini durdurup Türkiye’den bor alıp pazarlayan ABC (Amerikan Borate Company) firması kanalıyla yapılmaya başlanmıştır. Uzakdoğu ayağı ise US Borax’ın Hindistan şirketi olan bir firma ile oluşturulmuştur. 1989 yılında Etimine, US Borax’ın denetiminden çıkarılmıştır, 2005 yılında ise % 100 hissesi Eti Maden’e geçmiştir. Etibank’ın hammadde temin eden firma konumu 2000’li yıllara kadar sürmüş, bu tarihten sonra rafine ürün satışı hızla artmıştır.

2003 yılından itibaren bor madeni işletmeciliği ile faaliyet alanı fiilen kısıtlanan ve adı Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü olarak değiştirilen Etibank, bu yıldan itibaren bor madenciliğine yoğunlaşmış ve kayda değer bir büyüme göstererek alanında lider kuruluş olmuştur.

2002 yılında ne demiştik;

2002 yılında hazırlanan “İngiliz Egemenliğinin Amiral Gemisi Rio Tinto” başlıklı çalışmamızda “Rio Tinto’nun kendi açıkladığı bilgilere göre elinde en fazla 20 yıllık bor rezervi kalmıştır. Boron’daki yataklarda açık ocak işletmeciliği yapma imkanı kalmadığı, dekapaj itfa oranının 1/20’ye çıktığı, kapalı ocaklardan yapılacak üretimin de oldukça pahalı olduğu bilinmektedir. Son aylarda bu yataklarda üretimin toprakla karışık yapılmaya başlandığı ifade edilmektedir. Rio Tinto, Arjantin’deki bor yataklarından üretimi durdurmuştur. ABD ise üretime en fazla 10 yıl daha müsaade eder ve kalan bor rezervini stratejik rezerv ilan ederek üretimi durdurur. “Yirmi Katırlı Takım” ile başlayan macera da yirmi satırlı ferman ile sona erer.” demiştik. Şu günlerde Rio Tinto’nun US Borax’ı satmak istediğine ilişkin bilgiler bor piyasasında konuşulmaktadır.

2002’den günümüze Eti Maden;

Eti Holding’in 2002 yılında bor madenciliğinden elde ettiği toplam geliri 201 milyon dolardı. 2006 yılının sonunda ise bu rakam 390 milyon dolara ulaşmıştır.

Bu 5 yıllık dönemde yeni ürünler geliştirilmiş, kapasiteler artmıştır. Bu beş yılda borik asitte yeni kapasite oluşturularak 100 bin tonluk tesis devreye alınmıştır. 200 bin tonluk yeni bir öğütme tesisi yapılmış, Sodyum Perborat tesisi kapasitesi artırılarak 22.000 tondan 45.000 tona, Deka tesisinde tevsii yapılarak kapasite 50.000 tondan 100.000 tona çıkarılmıştır. Yeni bir ürün olarak Boroksit üretilmeye başlanmış ve ticari marka olarak ürün portföyüne eklenmiştir. Etidot 67 (Zirai Bor) adında bir ürün geliştirilerek, üretim tesisi kurulması aşamasına gelinmiş, Kurum tarihinde ilk kez patent başvuruları yapılmıştır. Kalsine Tinkal üretimi için Ar-Ge çalışmalarını başarıyla tamamlayarak ticari anlamda üretime geçmiştir. Genel üretim kapasitesi 5 yıl içinde % 35 artırılmıştır. Tüm bunlar gerçekleştirilirken personel sayısı ise 4.743 den 3.700’e düşmüştür.

Verimliliğin artırılmasına ilişkin olarak alınan tedbirler sonucunda verimlik artmış, tesisler tam kapasite çalışmaya başlamıştır. Tam kapasite çalışan tesisler talepleri karşılayamaz haldedir. Piyasada bor ürünlerine talep, Eti Maden’in kasasında yatırım için fazlasıyla para olduğu halde kamu mevzuatının getirdiği zorluklar nedeniyle yatırımlar gecikmektedir.

Son 5 yılda pazardaki payı % 22’den % 38’e çıkmıştır. Etimine Amerika firması büyümeye devam etmektedir. Çin’de ve Rusya’da yeni firmalar kurulmuş, Eti Maden, hızla büyümekte olan Çin pazarının tartışmasız tek hakimi olmuştur. Bu durumun Çinli üreticileri ne kadar rahatsız ettiği Eti Maden çalışanları tarafından bilenmektedir.

2002’den günümüze US Borax ve Rio Tinto;

Rio Tinto bu beş yıllık dönem içinde büyümeye devam etmiş, cirosunu; birleşmeler, satın almalar ve maden piyasasındaki olağan üstü fiyat artışları sebebiyle 10 milyar dolardan 25 milyar dolara çıkarmıştır.

Rio Tinto’nun bor madenlerini işleten firması olan US Borax ise ana şirketin büyümesine paralel olarak büyüyememiştir. Aşağıdaki Eti Maden – US Borax karlılık tablosundan da anlaşılacağı üzere bu firmanın karlılığı yıldan yıla azalmaktadır. Pazarda ise liderliği Eti Maden’e kaptırmıştır.

Yıllar Us Borax EtiMaden (milyon US Dolar)

2000 119 81

2001 102 86

2002 87 67

2003 80 58

2004 94 71

2005 60 88

2006 -- 137

US Borax’ın karlılığı giderek düşmektedir. 2006 yılında Rio Tinto’nun endüstriyel mineraller grubunu birleştirmesi nedeniyle, bu grubun 2006 yılı toplam kazancının ne kadarının bor faaliyetlerinden olduğu bilinmemektedir.

Yıllar Rezerv Üretim Rezerv Azalış (bin t B2O3)

2002 30.700 528 ---

2003 29.900 559 800

2004 27.200 565 2.500

2005 23.500 560 3.700

2006 21.900 553 1.600

Rio Tinto’nun resmi bilgilerini ihtiva eden yukarıdaki tablo bize oldukça dramatik bilgiler vermektedir. 21.9 milyon ton rezervin 7 milyon tonu muhtemel rezerv, 2 milyon tonu da stoklar olduğu dikkate alındığında 13 milyon ton rezerv kaldığı anlaşılmaktadır. Benzer bilgiler Amerika Jeoloji Kurumu (USGS) tarafından da doğrulanmaktadır. Rio Tinto’nun bor rezevlerini artırmaya yönelik Sırbistan ve Kazakistan’daki arama çalışmaları da kendileri açısından olumlu bir sonuç vermemiştir.

Buna göre; son 5 yılda US Borax’ın rezervleri 1/3 oranında azalmış olup bunun büyük kısmı ise son 3 yılda gerçekleşmiştir. Bu bize, son üç yıl ortalaması dikkate alındığında, en iyi ihtimalle, muhtemel rezerv dahil edilse bile, US Borax’ın elinde 6 ila 8 yıllık rezerv kaldığını göstermektedir. ABD’nin hiç ihtiyat rezervi bırakmayacağı varsayılsa bile en fazla 8 yıl üretim mümkün diyebiliriz. Kaldı ki maden yatağında sona yaklaşırken üretim maliyeti oldukça yüksek olmaktadır. Bu durum US Borax’ın çok kısa bir süre içerisinde üretimi durdurmak zorunda kalacağı anlamına gelmektedir. Bir başka etken olarak Eti Maden’in bor fiyatlarında önemli bir artışa gitmemesi, US Borax için, üretimi sürdürülebilir olmaktan çıkarmaktadır.

Tüm bu etkenler dikkate alındığında US Borax’ın 5 yıl sonra piyasadan çekilmesi kuvvetle muhtemel olup, Eti Maden’in buna göre çok hızlı bir şekilde üretim kapasitelerini artırması gerekmektedir. Us Borax; 290 bin ton Borik Asit, 900 bin ton Pentahidrat, 80 bin ton Dekahidrat, 25 bin ton Susuz Boraks ve daha düşük ölçeklerde Boroksit, Potasyum Pentaborat, Potasyum Tetraborat, Amonyuyum Pentaborat kapasitelerine sahiptir. Eti Maden, bu ürünlerden Susuz Borax, Potasyum Pentaborat, Potasyum Tetraborat ve Amonyum Pentaborat üretmemektedir. Ancak, bu ürünleri de üretecek alt yapıya sahiptir.

US Borax için yolun sonu görünürken Rio Tinto hızla büyümektedir.

2002 yılında 10.8 milyar dolar olan cirosu 2006 yılı sonunda 25.4 milyar dolara, 1.5 milyar dolar olan karı ise 7.3 milyar dolara çıkmıştır. Son günlerde dünyanın en büyük alüminyum şirketlerinden biri olan Alcan’ı satın aldığını duyurmuştur. Alcan’ın 2006 yılı cirosu 23 milyar dolardır. Böylece Rio Tinto dünyanın en büyük madencilik şirketi olmuştur. Dünyanın 2. büyük madencilik şirketi olan BHP Billiton ile Rio Tinto’nun birleşme çalışmalarının devam ettiği basına yansıyan hususlardandır. Bu da gerçekleşirse yaklaşık 100 milyar dolar cirolu bir madencilik tekeli ortaya çıkacaktır.

Hisselerinin tamamı sermaye piyasalarında işlem gören Rio Tinto’nun piyasa değeri 100 milyar dolar civarındadır. US Borax gibi son iki yıla kadar sektöründe lider olan ve geleceğin enerji kaynağı hidrojen ile birlikte adı anılan Bor madenlerinin en büyük firması olan kuruluşun Rio Tinto’nun sahipliğinde, önce zarar eder hale gelmesi, sonra kapanması, Rio Tinto’nun hisse değerinde ciddi düşüşlere neden olabilecek bir olaydır ve hissedarlara zararı kendi cesametinden çok daha fazla olacaktır. Rio Tinto’nun büyüklüğü karşısında US Borax, gerek ciro gerekse karlılık bakımından çok küçük kalmaktadır. Bu sebeple; şu günlerde, asırlık US Borax halen ayakta iken Rio Tinto’nun bu firmayı elinden çıkarması güçlü bir seçenektir.

Benzer bir durum 1987 yılında, 100 yıldan fazla bir süre Rio Tinto tarafından işletilen İngiltere’deki kalay madeni ömrünün doğal sonuna yaklaştığında, kapatılmadan önce Rio Tinto çalışanları tarafından kurulan Carnon Holdings isimli firmaya devredilmiş, bu firmanın kasalarına yine Rio Tinto tarafından 10 milyon Sterlin nakit sermaye konulmuştur.

Diğer yandan, Rio Tinto, petrol devi BP ile birlikte Hidrojen enerjisi üzerine çalışmalara başladığını kendi internet sitesinden duyurmaktadır. Kendi çıkarları için kalan rezervleri stok olarak tutması da mümkündür.

Türkiye’nin Önündeki Fırsat

Eldeki veriler, Rio Tinto’nun seçeneği ne olursa olsun US Borax’ın tasfiye sürecine girdiğini göstermektedir. Bor pazarındaki en güçlü rakip, 80 yılı aşkın üretimin ardından, piyasadan çekilmeye hazırlanmaktadır.

Bu durumda, dünya bor rezervlerinin % 80’ninden fazlasını elinde bulunduran Eti Maden, son iki yıl içerisinde yakaladığı pazardaki liderlik konumunu pekiştirecektir. US Borax’tan boşalacak 1.300.000 tondan fazla rafine ürün kapasitesinin tamamına yakınının Eti Maden tarafından doldurulması fırsatı doğmaktadır. Ancak, bunun için en fazla 5 yıllık bir süre kalmıştır. Bu ise tüm kapasitelerin iki katına çıkarılması ve 5 yıl içinde bir Eti Maden daha yaratılması demektir. Pazarın kendi sürecinde büyümesinin gerektirdiği kapasite artışı bu değerlendirmenin dışındadır ve bunun için de ayrıca yatırımlar gerekmektedir.

Mevcut kapasiteler US Borax’sız bir pazar için çok yetersizdir. KİT olması ve bir çok gayri ticari mevzuat ile eli kolu bağlanması sebebiyle Eti Maden’in bu haliyle gelişmelere hızlı ve akılcı bir şekilde uyum sağlaması mümkün görülmemektedir.

Diğer yandan, US Borax’ın pazardan çekilmesi Eti Maden’i, bor teknolojileri geliştirme konusunda yalnız bırakacaktır. Yeni ürün geliştirilmesi, ticarileştirilmesi ve alternatif ürünlerin yaygınlaşmasının engellenmesi gibi faaliyetlerde Eti Maden, uluslar arası piyasada yalnız hareket etmek zorunda kalacaktır. Avrupa Birliği’nin bor ürünlerini sağlık bakımından tehlikeli ilan etmesine yönelik çalışmaların engellenmesi için son yıllarda yürütülen çalışmalarda olduğu gibi, pek çok ülkede, çok değişik hukuklarla uğraşmak zorunda kalacaktır. Bunun için nitelikli insan kaynağına sahip olmak gerektiği gibi, yeni bir yönetim anlayışına da ihtiyaç bulunmaktadır. Pazarda lider olmak; sadece rakiplerinden daha fazla ürün satmak değil, aynı zamanda, teknoloji geliştirmek, yeni kullanım alanları oluşturmak ve bunu yaygınlaştırmak demektir.

Eti Maden’in son yıllardaki performansı oldukça iyi olmasına rağmen bor piyasasında yaşanacak olanlar da olağanüstü gelişmelerdir. Buna göre de her zamankinden farklı davranmak gerekmektedir.

Ülke menfaatleri tek kıstas alınarak neler yapılabileceğine baktığımızda;

- US Borax satın alınabilir. Ancak, tesisler eskidir, Rio Tinto tok satıcıdır ve kısa sürede büyük Türk bürokrasisini aşmak mümkün değildir.

- 1986 yılında üretim tesislerini kapatarak Etibank’ın satış ajanı konumunu elde eden Amerikan Borate Company ile ilişkilerde olduğu gibi US Borax, Eti Maden’in pazarlama firması olarak yoluna devam edebilir. En kolayı olan böyle bir tercihin ülke çıkarlarına olmayacağı açıktır. Daha önceki yanlış tercih Eti Maden’in önünde engel olagelmiştir.

- Eti Maden, daha hızlı karar alıp uygulayan bir yapıya kavuşturulabilir. Devlet ile ilişkisi sadece sermayedarlık ilişkisi haline getirilmiş, tamamen ticari kurallara göre çalışan, pazarlamasını uluslararası ticari kurallara ve teamüllere göre etkin bir şekilde yapan, istihdam politikasını kendisi belirleyen, yatırımlarını hızlı bir şekilde realize eden, siyasi ve çıkar gruplarının baskısından uzak ve profesyonel yöneticiler tarafından idare edilen bir şirket yapısının oluşturulmasından geçmektedir. Bu elbette denetimsizlik anlamına gelmemektedir. Sermayenin sahibi olarak Kamu idaresi oluşacak şirketi sıkı bir şekilde denetlemeli, verilecek hedeflere, belirlenen performans kriterlerine göre bir yönetim ve denetim yapısı oluşturulmalı, bunların dışında faaliyetleri ticari kurallara göre yürütülmelidir. Bunun için de özerk bir yapıya kavuşturulması yeterli olacaktır.

59. Hükümet dönemi Acil Eylem Planında bor işletmesinin 6 ay içinde özerk bir yapıya kavuşturulacağı öngörülmüş olmasına rağmen halen bunun gerçekleştirilmemesi, bor işletmeciliğinde tarihi bir dönemin yaşanacağı önümüzdeki yıllar için, talihsizlik olarak değerlendirilmektedir. Hazine Müsteşarlığı tarafından yeniden yapılanmaya tüm kamu işletmeleri için yeni bir düzenleme yapılacağı gerekçesi ile izin verilmemesi, bürokrasinin siyaset kurumu üzerinde devam eden vesayetini gösteren bir örnek olmasının ötesinde, tüm kamu işletmelerini aynı gören ve aynı mevzuat ile yönetmeye çalışan son derece yanlış bir anlayışın hala kamu idaresinde devam ediyor ve etkin kuruluşlarda yaşıyor olmasının açık bir örneğini teşkil etmektedir.

Eti Maden; bor madeni üretip kimyasal proseslerden geçiren ve üretiminin % 90’ını uluslar arası pazarda satan bir kuruluştur. Ürettiği ürünleri 68 ülkeye pazarlayan başka kamu sermayeli kuruluş bulunmamaktadır. Ancak, Hazine ile DPT bürokrasisi için bu durum bir farklılık ifade etmemektedir ki, elmalar, armutlar ve yumurtalar aynı sepete konulmaya çalışılmaktadır. Planlama ve bürokratik mantığın tüm ticarete egemen olduğu yılların ülkemize nelere mal olduğu halen taze bilgiler ve tecrübeler olup, bunun için tarih kitaplarına bakmaya gerek yoktur, çünkü tarih olacak kadar eski değildir.

Kamu işletmelerinin her biri kendine has özel konuma sahiptir ve tek bir mevzuat ile yönetilmeleri mümkün değildir. Ticari işletmelerin nasıl yönetilmesi gerektiği genel kanunlarla belirlenmiştir. Eti Maden de ticari bir işletmedir. Hisselerinin kamuya ait olması yönetiminin de kamu hukuku kurallarına dayanmasını gerektirmemektedir. Diğer yandan bu denli stratejik bir kaynağın özelleştirilmesi de mümkün değildir ve ülke çıkarlarına en uygun şekilde yönetilmesinin yolu; karar alma sürecinin kısaldığı, yatırımların hızlı bir şekilde gerçekleştirildiği, pazarlamanın uluslararası ticari kurallara ve teamüllere göre etkin bir şekilde yapıldığı, istihdam politikasını kendisinin belirlediği, siyasal ve çıkar gruplarının baskısından uzak bir şirket yapısının oluşturulmasından geçmektedir.

Sonuç

Bor piyasasında alarm zilleri çalmaktadır ve bu makale, alarm zillerinin çaldığının duyurulması için hazırlanmıştır. Çalan ziller, elbette US Borax için kaçınılmaz bir sonu işaret ederken, ülkemiz ve Eti Maden için büyük fırsatları ifade etmektedir. Eti Maden’in her ne kadar rakipleri bulunmaya devam edecekse de –ki, bu gereklidir de- en büyük rakibi piyasadan çekilmektedir. Bunun sonucunda piyasada oluşacak boşluğun doldurulması ve bor pazarında daha büyük bir payın alınması için hızlı davranmak gerekmektedir. Yavaş davranmak müşterilerin alternatif ürünlere kaymasına yol açabilir ki, bu Türkiye’nin lehine olmayacaktır.

Dünya bor piyasası yeniden düzenlenecektir ve bütün kozlar Eti Maden’e geçecektir. US Borax’lı pazarda liderliği ele geçiren bir kadro ile yönetilen Eti Maden, bu yeni duruma hızla uyum sağlayacak ve süreci Türkiye lehine yönetecek kurumsal bilgi birikimi ve beceriye sahiptir.

Ancak, mevcut yasal yapı ile piyasada oluşacak yeni kaotik durumu yönetmek ve kontrol etmek mümkün değildir. Siyasi irade; 2001 yılında bor madenlerinin özelleştirme kapsamından çıkarılması ile bir yanlıştan dönmüştü, şimdi ise siyasi irade bor konusunda yeni bir karar aşamasındadır. Buna yönelik doğru seçenek hakkında Hükümetin doğru bir tercihi bulunmakla birlikte bu tercihin hayata geçirilmesinde kararsızlık ileride Türkiye’ye telafisi imkansız zararlar verecektir.

Biz şimdiden, kamu gücünü elinde bulunduranlara ferasetli davranarak tedbir almalarını öneriyoruz. Yarın, US Borax piyasadan çekildiğinde daha zor ve riskli kararlar alınmak zorunda kalınacaktır. Usül ve mevzuat hantallığı nedeniyle sürecin doğru yönetilememesi son derece değerli olan zamanın maliyetini artıracak, son pişmanlık kar etmeyecektir.

Galip Türkmen

15 Eylül 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder