23 Ocak 2009 Cuma

M Tipi özel örgüt!.

Behiç Kılıç

Ahaliyi dinlemeyi yoğun biçimde alan yapılanma 28 Şubat döneminde başladı..
Bu duruma “M-tipi yapılanma” diyebiliriz!. Nedeni basit.. Ama önce belirteyim ki bu “dinleme” Tantan’ın bakanlığı tarafından tespit edildi ve açıklandı.. Kamuoyu durumu “telekulak” diye bilir.. Tantan kaynakları, bu “dinleme” ile bazı üst rütbeli askerlerin, iş adamlarının da takibe alındığını belirtiyor...
Şimdi gelelim “M-tipi”ne...
Geleneksel güç odakları, onlarca yıldır Türkiye’nin kaymağını sıyıran krema tabakanın “Bugüne boş verin, Susurluk’a bakın” çabaları bendenizde hay-huy yapıyor!..
O zaman da diyorum ki;
Susurluk denilince ben şuna bakarım...
İktidarı kimler ele geçirmişti..?
İktidarı ele geçirenler nelere sebep olmuştu?..
Üniformalı, üniformasız iktidar sahipleri Türkiye’yi nereye getirmişlerdi?..
Vasiyi rezerv tutup sivilden başlayalım... Atanmayı “demokratik tezahür” diye sunan siyasi koltuk sahibi olanları... Kimdi?.. Mesut Yılmaz...
Kendileri şimdi şu beyanda bulunuyor; “Bana bizzat Emniyet’ten gelen bilgilere göre, Emniyet içinde ’F tipi’yapılanmalar oluyor. İstihbarat, tamamen F tipi(ymiş). Bu doğru ise, durum vahimdir. Her türlü manipülasyona açık olmak gerekir.”
Demek ki neymiş?.. Emniyet içinde bir özel yapılanma varmış ve bu doğru bir davranış değilmiş... Ne kadar haklı, böyle bir durum olmamalıdır..
İyi de... Kendileri zamanında, bizzat kendi partisinden olan İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi başta olmak üzere bazı bakanlık mensuplarının, hassas birimlerdeki emniyet müdürlerinin “Mesutçu” olarak tezahür ettiklerini söylemiyor mu?..
Devrin MİT Müsteşarı, bulunduğu kurumdan çok ona yakınlığı ile anılmadı mı?!.
Dönemin askerleri siyasi iktidarı devirip, iktidar koltuğunu ona verdiklerine göre, orada da bir birliktelik söz konusu olmuştur zaten... İlgilisi bilir, Gölbaşı tesislerinde kurulan dinleme sistemi kimin kontrolü altındaydı...
Mesut bey bize, dönemindeki “M-tipi” yapıyı anlatır mı?.. Mesela bu yapıda yer alan (o patronun bordrosundaki) medya mensuplarını falan?!.
Ve bu “M-tipi” iktidarın sebep olduğu ne derseniz.. İlk sırada bankalardan buharlaşan milli servet var...



Tantan’dan sıyıran bankacılar!..
Tuncay Güney’in son “göndermeleri” banka vurgunları ile ilgiliydi sanki.. 2001, organizedeki ifadeler, şimdi ağızlarda dolaşan “..banka soyguncularından yarım kalmış hesap sormaların devam edeceği” söylentileri ve Sadettin Tantan’ın anlattıkları üst üste konulunca ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor.. Malum iddianamede yer alan bir tlf kaydında şu konuşmalara bakınız..
“18 .06. 2002, Saat: 08:30 Konuşanlar: Ali Vural rumuzlu BDDK Üyesi: A.V.
Engin AKÇAKOCA Dönemin BDDK Başkanı: E.A.
A.V.: Mr. Anderson aradı.
E.A.: Benimle de konuştu ne pimpirikli herif yav.
A.V.: Sadece bizi iyi tanıyor hepsi bu.
E.A.: Ben çıkıyorum.
A.V.: Sen de gel. Ne konuştunuz değerlendirip bilgi vericem bakana, sen de ara bilgi ver Mesut’a.* Salak salak konuşuyor benim canımı sıkıyor.
A.V.: Siz aradınız mı geçen gün?
E.A.: Aradım aradım.
E.A.: Unutmadan bi şeyler duydum. Şu İsviçre bankasından para getirmişsin yine. Yavrum şu işin arifesinde yapmasana şöyle şeyler. Gerçi Tantan** yok ama biri anlayacak. Peşine düşecek.
A.V.: Merak etmeyin siz bir şey olmaz. Nasıl olsa bu haberden sonra borsa düşecek biraz yolumuzu bulalım.
E.A.: Karılarla az ye oğlum parayı sen de.
A.V.: Valla yalan.
E.A.: Hadi len. Çabuk gel...”
Tantan için söylediklerine dikkatinizi çekerim...


http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=6870

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder