13 Ocak 2009 Salı

Cürümden beter, çünki hatá

Yağmur Atsız

Brüksel’in, yáni Avrupa Birliği’nin, Gazze’de ‘barışı’ (!) yeniden kurma gayreti, daha doğrusu gayretkeşliği, bana Ziyá Paşa’nın o ünlü mısraını hatırlatıyor:

‘Sen herkesi kör álemi sersem mi sanırsın?’

Takviyeli bir AB Troykası’nın şimdi bázı Arab merkezlerinde turlar atarak dostlar alışverişde görsün fehvásınca ateşkes sağlama pozları bence artık pişkinlik sınırını da aşarak -kimse kusûra bakmasın- hayásızlık bölgesini tecávüz ediyor. AB Gazze Háilesi’nin müsebbiblerinden bir olduğunu unutmuş görünüyor. Başından îtibáren İsráil haklıdır tezini avaz avaz haykıran (bkz.: Almanya Başbakanı Bayan Angela Merkel’in demeçleri!) o AB değil miydi? Evvelki yıl Gazze’yi dize getirmek için bu záten açlıkdan kıvranan bölgeye İsráil ve ABD ile beráber ambargo uygulayan AB değil miydi?

Eğer bugün Gazzeliler ve İsráil arasında arabuluculuk etme haysiyetini kaybetmiş iki devlet yáhut devletler grubu saymamı isteseler ABD ve AB derim. Bir yandan bütün suçu El Hamás’a yükleyip onu (haklı sebeblerden dolayı dahî olsa) terorist îlán edeceksin, muhátab kabûl etmeyeceksin, sonra da aynı cümlenin ikinci yarısında akıl ve iz’ána dávet edeceksin. Mısır’daki Müslüman Biráderler Örgütü’nün Filistin nüshası olan El Hamás ve ondan daha da radikal olan Cihád-ı İslámî örgütlerini ortaya çıkaran önemli ölçüde senin İsráil’e verdiğin kayıdsız-şartsız destek değil mi?

İnsan hiç değilse utanır da susar!

Aynı şekilde yeni ‘Güzellikler İláhımız’ Barack Obama’nın Gazze’de ádil bir barış te’sîs edeceğini sananlar da yanıldıklarını çok acı bir tarzda anlamakda gecikmeyecekler. Amerika Birlesik Devletleri’nde hiç bir başkan İsráil’i zor duruma düşürecek bir adım atamaz. Bunun tek yolu, ABD’deki Yahudi Lobisi’nin, baskı gruplarının, bizzat canına tak etdiği için İsráil’e haddini bildirme zarûretini duymasıdır ki çok zordur.

Benim korkum, Türkiye ve Batı Avrupa’daki ‘anti-siyonist’ çevrelerin, ölçüyü kaçırarak ‘anti-semit’ bir alana kaymalarıdır. Çünki yayılmacı ve sömürgeci bir ideoloji olan ‘Siyonizm’e karşı olmak başka şeydir, bütün Yahudilere düşmanlık demek olan ‘Anti-Semitizm’ başka şey. Unutulmasın ki hem AB içinde hem İsráil içinde bu Gazze vahşetine karşı olanlar azımsanamayacak sayıdadır. Sádece Istanbul’da değil Londra, Paris, Berlin ve Tel-Aviv’de de onbinlerce vicdan sáhibi insan sokaklara dökülmekdedir. Ortadoğu’da ikiyüzlü sahtekárlarla barış sağlanamaz.

Türkiye’nin önemi de işte bu noktada kendini gösterecekdir.

Ama önce maalesef İsráil’in de bir bedel ödemesi gerekiyor.

Dünyá tárihinde birtakım muhteris morukların keyfi yerine gelsin diye mütemádiyen gençlerin kan döküp can vermesi kuralı binlerce yıldır değişemedi.

Pek değişeceği de yok.

Napoléon Bonaparte tamámen haksız olarak Enghien Dükası Louis Antoine’ı kurşuna dizdirince Talleyrand demişdi ki ‘C’est plus qu’un crime, c’est une faute!’ Bu bir cürümden de beter. Bu bir hatá!

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/yagmur-atsiz/curumden-beter-cunki-hat--160399.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder